Bir yılbaşı yazısıda ben yazmasam olmazdı zaten

Yılbaşı- yeniyıl- ağaç -kutlama- günah!!-ne gerek var-aa olur mu ne güzel bişey...

Bin tane yorum yapılır her yılbaşı öncesi. Cahil cahil konuşmalar saçma sapan savunmalar. Ben tabiki girmicem bunlara. Ben çok severim yeni yılı. İnsan zaten bir umut için yaşamaz mı? Yeni yılda umutlarla gelir. Hep bir planlar ki bende başı şu son 5 kiloyu vericem olur hemen :))

Belki mucizeler zamanı gibi hissediyorum ben küçükken dinlediğimiz masallardan, her yılbaşı öncesi yayınlanan noel tamalı filmlerden. Bilmiyorum nedenini ama içim umutla doluyor.
Hem ne güzel bir bahane evi süslemek güzel bir akşam geçirmek şıkır şıkır giyinmek için. Ben evde olmayı sevenlerdenim.Güzel bir masa kurup tv de eğlenceli programlar izlemek daha keyifli bence. Ama dışarı çıkacaksınız da güzel bir bahane tabi.
Saç kıyafet makyaj önerileri için geç kalmış bir post bu. Sadece umudunuzu kaybetmemeniz hayatın geceden sabaha güzel yönde de değişebileceğini unutmamanız yönünde hatırlatma yapabilirim.
Birde ufak bir to do list.

*KİLO VER ARTIK:))
*Biraz daha anlayışlı ol
*Tembelliğe son ( yazar burda esniyor :)) )
*Araba al (hayal değil mi arkadaş)
*İşi büyüt ( kendi işim var ve büyütmekten bahsediyorum )
*Dışardaki tüm kedi köpekler benim yaramazla eşit aynı özeni onlara da göster
 Böyle daha da gider bu.
Sizde paylaşmak isterseniz çok sevinirim
umarım çok enerji pozitif evren  geyikleri gibi olmadı. Hepinize umut dolu, para ve sağlık dolu bu yazıyı okurken içten içe dilediğiniz şey neyse onun hemen gerçekleştiği bir yıl dilerim.

Aşağıdaki foto da benim evimden :) ve evet televizyonda Esra Erol var :))))

Misafir Ağırlamak

Yeni evliyseniz eğer daha önce de öyle aman mutfağa gireyim, mucizeler yaratayım ,eliin lezzeti de süperdir insanı değilseniz aynı kaderi paylaşıyoruz demektir. Burda biraz tek sayılırım ben yani benim çevrem ve akrabalarım İstanbul da. Dolayısıyla gelenimiz gidenimiz, gittiğimiz yerler eşimin çevresi oluyor. Belli bir yaştan sonra yeni bir çevre kurmak yeni insanlara alışmak çok zor. Bilenler bilir insan kendini zorladıkça daha da çıkmaza girer durumlar. Ben daha akışına göre hayatı yaşayan biriyimdir aslında. Sevmediğim insanlarla dünya yansa aynı masaya oturmam ,sevmediğim ortamlara da asla girmem. Dolayısıyla az ve öz çevremde yeni yerler açmaya çalışmak zor bir deneyim.

Yeni yeni alışıyorum şık servisler açmaya, sunumlar hazırlamaya. Kendimi bildim bileli değişik şeyleri bulmayı severim. Belki ondan elim yatkın diyemesemde göz aşinalığım var diyebilirim.

Bugün gelen çift eşimin çok eski arkadaşı ve onun karısı; aşağıda da özenle hazırladığım sofram var. Ben çok keyif aldım hazırlarken ama en önemlisi misafirlerimin mutlu olası gecemizin keyifli geçmesiydi. :)

e fena da yapmamışım hani :)) peynir tabağını sürekli masamda görürsünüz zaten bence çünkü en önemli şey sürekli atıştırcak bişeylerin istenmeden ulaşabilme uzaklığında olması :)

 

bir blog vardı ne oldu ona

Aradan geçen zamana bakar mısınız? nasıl geçti neler oldu inanılmaz. Birkaç post yayınlayıp bırakmışım, tabi bu arada hayatımı tamamen değiştirmişim. Uzun uzun anlatıp delirdiğim İstanbul trafiğinden kaçmış , evlenmiş, kendi işimi yapmaya başlamış biriyim :) böyle anlatınca ne de güzelmiş değil mi :)) hıhı evet içi sizi dışı beni...

Artık yaşamını Samsun da sürdüren , evli ,barklı ,köpekli yaşamı çoğunlukla kargo yetiştirmeyle geçiren huzurun hakim olduğu biriyim. Hayatta gerçekten yapılacak en bilgece hareket büyük konuşmamak. Yıllarca başka yerlerde yaşamaya o kadar katı baktım ki... Bir yıllığına Sydney e gitmeye karar verdiğimde dönüş biletim çoktan elimde hazırdı. Ama şimdi işler çok farklı. Uzakta olmak diye bir kavram var Mutsuz ,üzüntülü, pişman değil 'uzakta olmak' . Herkesten herşeyden. belki en zoru bu. Eve evet kesinlikle en zoru.

Amaaa

Huzurun faydası büyük. Aklımda yıllardır dönüp duran birsürü fikir artık daha yerli yerinde. yani artık başka mecralarda sık sık karşılaşıcaz .

belki bir süre instagramdan karşılaşırız ne dersiniz?

@brcuc hayatımın detayları
@siparisinvar ise işimin